DÜNYADA TÜRK
HEKİMLER VE BAŞARI ÖYKÜLERİ
Fransanın
en saygın kurumlarından biri olan Bordeaux Üniversitesinde
Farmakoepidemiyoloji alanında çalışmalarını sürdüren
Dr. Sinem Ezgi Gülmez, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları
ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi.
Epidemiyolojik analiz
tekniklerinin farmakolojiye uygulanarak, ilaç etkilerinin, yan etkilerinin,
ilaç güvenliğinin büyük popülasyonlar üzerinde araştırıldığı
bir dal olan Farmakoepidemiyoloji, ABDde ve Avrupada gelişmiş
ve büyük araştırmaların yapıldığı bir
alan. Ülkemizde öneminin henüz anlaşılmadığını
belirten Bordeaux Üniversitesi Farmakoloji Anabilim Dalı
Farmakoepidemiyoloji Biriminde çalışan Dr . Sinem Ezgi Gülmez,
Hangi branşta olursa olsun, mesleğimizi icra ettiğimiz sürece
kendimizi geliştirmeye, yetiştirmeye, alanımızdaki
yenilikleri, bilgileri takip edip, özümseyip uygulamaya devam etmemiz
gerekiyor. Ancak sadece sürekli eğitimin yeterli olmayacağını,
genç meslektaşlarımızın Tıp dışındaki
konularla ilgilenmelerini, hobileri olmasını öneririm dedi.
Farmakoepidemiyolojik
çalışmalarını sürdürürken Fransanın bilimsel
tarafını da keşfettiğini söyleyen Dr. Sinem Ezgi
Gülmez, Fransadaki yaşam şartları, çalışma
koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini
anlattı.
Ne
üzerine çalışıyorsunuz?
Tıbbi Farmakoloji
uzmanıyım. Ancak ilgi ve çalışma alanım klinik
farmakoloji, daha özelde, son 9 yıldır farmakoepidemiyoloji.
Farmakoepidemiyoloji, epidemiyolojik analiz tekniklerinin farmakolojiye
uygulanarak, ilaç etkilerinin, yan etkilerinin, ilaç güvenliğinin büyük
popülasyonlar üzerinde araştırıldığı bir
dal.
Kısaca
kendinizden bahsedebilir misiniz?
Ankarada doğdum
ve büyüdüm. İlköğrenim, lise, üniversite ve uzmanlık eğitimlerimi
de Ankarada tamamladım. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi
2000 yılı mezunuyum, yani Milenyum mezunlarındanım!
Tıbbi Farmakoloji uzmanlığımı da yine Ankara Üniversitesi
Tıp Fakültesi, Farmakoloji Anabilim Dalında yaptım.
Bugüne
kadar eğitim aldığınız ve çalıştığınız
kurumlar hakkında bilgi verebilir misiniz?
2005 yılında
uzmanlığımı aldıktan sadece bir hafta sonra
Danimarkaya gittim ve 2 yıl, Odensede University of Southern
Denmark, Klinik Farmakoloji Araştırma Biriminde çalıştım.
Farmakoepidemiyoloji alanındaki çalışmalarım, Prof.
Jesper Hallas süpervizörlüğünde Danimarkada başladı.
Danimarka, farmakoepidemiyolojik çalışmalar ve eğitim
faaliyetleri açısından kalitesi çok yüksek bir ülke. Yepyeni
bir bilimsel alanı seçen bir bilim insanı olarak, temelimin bu
denli sağlam olmasından dolayı ayrıca mutluyum.
Danimarkada çalışırken
Prof. Nicholas Mooredan, kendisi ile birlikte çalışmam için
davet aldım. Danimarkadan ayrılmak ve Fransaya yerleşmek
pozitif ikilemini, Fransaya taşınmaya karar vererek çözdüm
ve 2007 yılında Bordeauxya taşındım.
2010 yılında,
Türkiyede, Farmakoloji Bilim alanında Üniversite Doçentliğimi
aldım.
2007 yılında
Bordeaux (Segalen) Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Farmakoloji Anabilim
Dalında araştırmacı olarak başladığım
kariyerim, Öğretim Üyesi olarak devam etmekte.
19 Aralık 2013
tarihinde de, Fransada en yüksek akademik diploma olan HDR (Habilitation
Diriger de Recherche) aldım.
Eylül 2013den
itibaren de, 3 yıl sürecek, Eu2P Programı ile
farmakoepidemiyoloji alanında PhDye başladım (Eu2P:
European Programme for Pharmacoepidemiology & Pharmacovigilance; Avrupa
Farmakoepidemiyoloji ve Farmakovijilans Master ve PhD Programı).
Eğitim
aldığınız kurumların halen bulunduğunuz konuma
gelmenizdeki katkıları nelerdir, şu anda çalıştığınız
kurumu neden seçtiniz?
Farmakoloji ve klinik
farmakoloji eğitimimi, Türkiyenin bu alandaki en güçlü Anabilim
Dallarından birinde, üstelik kendi yuvamda almış olmam,
hem bilimsel ve mesleki temel bakımından beni güçlü kıldı,
hem de yurtdışında çalışma fırsatını
yakalayıp alanında isim yapmış bilim insanlarıyla
tanışmama olanak sağladı.
Farmakoepidemiyoloji
temelim, Danimarkada, bu alanda çok güçlü, kaliteli çalışmalar
yapan Prof Jesper Hallas sayesinde çok sağlam. Kendisiyle hep iletişim
içindeyim. Mentorum olduğunu içtenlikle söyleyebilirim.
Fransadaki
Bilimsel Yaşamı Daha Yakından Tanıma Fırsatı
Buldum
Şu anda çalıştığım
kurumu birincil olarak ben seçmedim; Prof. Nicholas Moore tarafından
kendisi ve ekibiyle çalışmam için davet edildim. Hem
farmakoepidemiyoloji çalışmalarıma, bu alanda güçlü bir
ülke ve ekiple devam etmek hem de dilini konuştuğum, kültürüne,
tarihine, yaşam biçimine hiç de yabancı olmadığım
Fransanın bir de bilimsel tarafını keşfetmek için,
bu değerli ve güzel fırsatı değerlendirip Fransaya
taşındım.
Bordeaux Üniversitesinin
Yıllık Bütçesi 528 Milyon Euro
Bordeaux Üniversitesi,
bin 878i doktora, 6 bin 221i de yabancı olmak üzere 50 binden
fazla öğrenci, 2 bin 924ü eğitimci-araştırmacı
ya da araştırmacı, 2 bin 711i de teknik olmak üzere 5 bin
635 personel ile 980 barındırılan personel (CNRS,
INSERM vb) olan; 4 Yüksekokul (19 eğitim birimi ve 5 Enstitüyü
kapsayan), 3 IUT, 1 Öğretim ve Eğitim Koleji (ESPE), 8 Doktora
Okulu, 3 Araştırma Birimi, 70den fazla sertifikalı
laboratuvar, birçok kurum ve kuruluş (CNRS, INSERM, INRA, INRIA,
IRSTEA, IFREMER, CEA...) ile birkaç federal yapıdan oluşmaktadır.
542 bin 372 m²lik bir alan üzerinde kurulmuş olup, yıllık
bütçesi 528 milyon dur. http://www.u-bordeaux.fr
Farmakoloji Anabilim
Dalımız, Avrupa İlaç Ajansı (EMA; European Medicines
Agency) tarafından koordine edilen ENCePP (The European Network of
Centres for Pharmacoepidemiology and Pharmacovigilance) partnerlerinden bir
tanesi. Anabilim Dalımızda Farmakoepidemiyoloji ve Farmakovijilans
Master ve PhD programı yürütülmekte. Bunun yanı sıra Eu2P
programının da koordinatörü. Yani, böylesine büyük ve başarılı
bir Üniversitede ve Anabilim Dalında çalışma, araştırma
yapma ve kendimi geliştirme fırsatını kaçıramazdım.
Halen
pratiğini yaptığınız branşın Türkiye ve
ABD'deki (ya da diğer ülkedeki) durumunu karşılaştırabilir
misiniz?
Farmakoepidemiyoloji,
ABDde ve Avrupada da özellikle İskandinav ülkelerinde, İngiltere,
Hollanda ve Fransada yıllar önce oturmuş, gelişmiş
ve büyük araştırmaların yapıldığı bir
alan. Önemi, ne yazık ki Türkiyede halen kavranabilmiş değil.
Ayrıca araştırma olanakları da çok sınırlı.
Bu alanda araştırma yapan bilim insanlarımızın sayısı
da yeterli değil. Ancak ben umutluyum. Türkiyedeki meslektaşlarımla
iletişim ve işbirliğimi sürdürüyorum ve
farmakoepidemiyolojinin ülkemizde de hak ettiği önem ve düzeye
gelmesi için katkıda bulunmaya çalışıyorum.
Halen
çalışmakta olduğunuz kurumu, ya da çalışmış
olduğunuz kurumları eğitim, tıbbi pratik ve sağlık
hizmetleri konuları açısından Türkiye'de kurumlar ile karşılaştırabilir
misiniz?
Türkiyede uzmanlığımı
aldıktan sonra hiç çalışmadım. Bu nedenle tıbbi
pratik ve sağlık hizmetleri açısından kurumlar arasındaki
farkları karşılaştırmam doğru olmaz.
Türkiye'de
halen eğitim almakta olan tıp öğrencilerine ya da genç
hekimlere neler önerirsiniz?
Kesinlikle ilk önerim,
İngilizceyi iyi düzeyde konuşup, anlayıp ve yazabiliyor
olmaları. İngilizce artık bir yabancı dil olma
konumundan uzun zaman önce çıktı. Ayrıca ikinci bir yabancı
dil bilmek, onları her zaman bir adım daha önde tutacaktır.
Uzmanlık ve hatta
daha tıp eğitimleri sürerken, olanakları varsa ve kısa
süreli de olsa, mutlaka yurtdışı deneyimi edinmeye çalışsınlar.
Genç hekimlerimiz, branşlarıyla ilgili önemli kongrelere katılmaya,
araştırma yapanlar da çalışmalarını sunmaya
gayret etsinler. Kongrelerde yabancı meslektaşlarımızla
iletişim ve işbirliği kurmaya çalışsınlar.
Biz hekimlerin eğitimi,
ne fakülteden mezun olduğumuzda ne de uzmanlık eğitimimizi
tamamladığımızda sona eriyor. Hangi branşta olursa
olsun, mesleğimizi icra ettiğimiz sürece kendimizi geliştirmeye,
yetiştirmeye, alanımızdaki yenilikleri, bilgileri takip edip,
özümseyip uygulamaya devam etmemiz gerekiyor. Ancak sadece sürekli eğitimin
yeterli olmayacağını, genç meslektaşlarımızın
Tıp dışındaki konularla ilgilenmelerini, hobileri olmasını
öneririm.
Hangi
bilimsel dergileri takip ediyorsunuz?
Hepsini olmasa da, özellikle
izlediğim birkaç önemli bilimsel dergiyi sıralayabilirim:
Pharmacoepidemiology & Drug Safety, Drug Safety, British Journal of
Clinical Pharmacology, European Journal of Clinical Pharmacology, British
Medical Journal, JAMA, JAMA Internal Medicine, Clinical Pharmacology and
Therapeutics, Basic & Clinical Pharmacology & Toxicology.
Ayrıca Avrupa
İlaç Ajansı (EMA; European Medicines Agency), FDA, Fransa Yüksek
Sağlık Otoritesi (HAS; Haute Autorité de Santé) ile Fransa
İlaç Ajansı (ANSM; Agence National de Securité du Médicament et
des produits de santé / the French National Agency for the Safety of
Medicines and health products), duyurularını ve uyarılarını
özellikle takip ettiğim sağlık otoriteleri.
Mesleğinizle
ilgili en çok ziyaret ettiğiniz 3 internet sitesi nedir?
EMA, ANSM, HAS, WHO,
EACPT
Alanınızda
araştırma yapanlara mutlaka okumalarını tavsiye ettiğiniz
kitaplar hangileri?
Kenneth J. Rothman (2012), Epidemiology: An Introduction, (2nd
Edition). New York, NY: Oxford University Press.
Kenneth J. Rothman, Greenland, S., & Lash, T.L. (2008). Modern
Epidemiology, (3rd Edition). Philadelphia, PA: Lippincott, Williams &
Wilkins.
Brian L. Strom (Editor), Stephen E Kimmel (Editor), Sean Hennessy
(Editor) (February 2012). Pharmacoepidemiology. (5th Edition). ISBN:
978-0-470-65475-0. Wiley-Blackwell
Bilim
ile uğraşan veya ilgilenen herkese mutlaka okumalarını
tavsiye ettiğiniz kitaplar hangileri?
Sanırım önce
kendi branşlarındaki büyük bilim insanlarının yaşam
hikayelerini okuyarak başlayabilirler. Ayrıca branşlarının
tarihçesi hakkında bilgi sahibi olmak da ilginç ve yararlı
olacaktır kanısındayım.
Yurt
dışında hekimlik yapmanın sıkıntıları
nelerdir?
Branşım
nedeniyle klinik hekimlik yapmadığım için bu soruyu pratik
anlamda yanıtlamam olanaklı değil. Ancak tıp eğitimlerini
Türkiyede tamamlayıp yurtdışında klinik hekimlik
yapan meslektaşlarımdan edindiğim deneyim, en önemli sorunun
tıp fakültesi diplomalarının denkliğini almanın
zorluğuna işaret ediyor.
Yurtdışında
araştırma yapmanın sıkıntılarına kısaca
değinecek olursak, en önemlisinin araştırma yapmak için
maddi kaynak bulmak olduğunu söyleyebilirim. Fransa ve Danimarka gibi
gelişmiş ülkelerde çalışma deneyimi olan bir
akademisyen olarak, kimi zaman araştırma bütçesi elde etmekte güçlükler
yaşadığımızı belirtebilirim.
Türkiye'de
tıbbın durumu nedir? Ülke dışında tahsil almak
gerekli midir? Kimler için daha uygundur?
Türkiyede tıp
eğitiminin kalitesinin giderek yükseldiğini görmekte ve bundan büyük
mutluluk duymaktayım. Mezun olduğum Fakülteyi örnek vermekten
mutluluk duyuyorum ki, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinin
mezuniyet öncesi eğitimi, Ulusal Tıp Eğitimi Akreditasyon
Kurulu (UTEAK) tarafından resmen akredite olarak tıp eğitimindeki
kalitesini belgelemiş oldu. Yani tıp eğitimi almak isteyen
gençlerimizin mutlaka yurtdışında eğitim almaları
gerektiğini düşünmüyorum. Bu bir tercih elbette. Ancak ilerde
Avrupada ya da ABDde uzun süreli ya da kalıcı olarak
hekimlik yapmayı düşünüyorlarsa, önce tıp fakültesi
diploma denkliklerini almaları gerekiyor. Gelecekte bunu planlayan gençlerimizin
yurtdışında tıp eğitimi alma seçeneğini daha
başlangıçta düşünüp değerlendirmeleri, ilerisi açısından
yararlı olabilir.
Fransa'daki
ünlü tıp kurumlarına, hastanelerine eğitim amaçlı
olarak girebilmek mümkün müdür?
Evet, Fransadaki tıp
fakültelerine eğitim ve araştırma amaçlı gelinebilir.
Ancak başvuru yapmadan önce, hem Fransanın hem de gelmek
istedikleri Tıp Fakültesinin bu konuda aradıkları koşulları
ayrıntılı olarak incelemelerini öneririm. Ayrıca, çeşitli
burslara da başvurabilirler. Hem Türkiyedeki hem de Fransa ya da
Avrupadaki burs olanaklarını araştırmalarını
öneririm.
Fransa'da
Türk hekimler arası dayanışma ne durumdadır?
Bildiğim kadarıyla,
Fransada 200den fazla Türk doktor var. Paris ve Strazburgda Türk
hekimlerinin kurduğu dernekler mevcut. 2010 yılında Dr.
Serdar Dalkılıç, Türk Fransız Sağlık Vakfını
kurdu ve Vakfın Başkanı. TFSV, bütün sağlık çalışanlarına
açık. Ben de Vakfın Başkan Yardımcılarından
biriyim. Vakıf, Fransada yaşayan ve Türkçe konuşan
toplumumuzu, Fransadaki sağlık hizmetlerinden en iyi şekilde
yararlanabilmelerini sağlamak, ayrıca Fransız sağlık
sistemi ve genel sağlık konularında bilgilenmeleri için
medya kuruluşları aracılığıyla ve halk
konferansları düzenleyerek gerçekleştiriyor. Bunu, Fransadaki
Sivil Toplum Kuruluşları ile ortak çalışmalar yaparak
gerçekleştiriyor. Sağlık konferansları hakkında
toplumumuzdan o kadar güzel geri bildirimler aldık ki, konferanslarımızı
tüm Fransada gerçekleştirmeye karar verdik. Hatta Paris dışındaki
ilk konferansımızı, 14 Eylül 2013 tarihinde Bordeauxda,
T.C. Bordeaux Başkonsolosluğumuz himayesinde gerçekleştirdik,
yine Bordeauxdaki çeşitli Sivil Toplum Kuruluşları ile işbirliği
içinde olarak. Kendilerine bir kez daha içtenlikle teşekkür ediyoruz.
2014 yılından itibaren Lyon, Strasburg, Marsilya, Rouen ve hatta
Fransadaki diğer şehirlerde de sağlık konferansları
düzenlemeyi planlıyoruz. Vakfın gelecekteki amaçlarından
birisi de, Fransada önce Türkçe hizmet verecek bir poliklinik, daha
sonra Franco-Turc bir hastane ile Fransada kalan emekli insanlarımız
için bir emekliler evi (maison de retraite) açmak. Ayrıca Türk Fransız
Sağlık Vakfı, 2010 yılında, Almanya, Avusturya,
Hollanda, İngiltere ve Kuzey Kıbrıstaki benzeri kurumlarla
beraber Avrupa Türk Sağlık Elemanları Federasyonunu
(ATSEF) kurdu. ATSEF, 14 Mart 2011de Pariste ilk Tıp Bayramı
kutlamasını gerçekleştirdi.
Fransa ve
Avrupa'da Sağlık ve Sosyal Güvenlik Sistemi" Sempozyumu Yapıldı
Vakfımız,
Strazburgda, Avrupa Parlamentosu'nda, 12 Şubat 2014 tarihinde,
Fransa ve Avrupa'da Sağlık ve Sosyal Güvenlik Sistemi"
temalı bir Sempozyum düzenledi. Almanya, Avusturya, Birleşik
Krallık, İsviçre ve İtalyadan davet ettiğimiz konuşmacılarımız,
kendi ülkelerindeki Sağlık ve Sosyal Güvenlik Sistemini anlattılar.
Ben de Fransadan bahsettim. Ayrıca Dr. Dalkılıç ve Dr.
Reginato (FEMS Başkanı) birlikte bir sentez yaptılar.
Avrupadaki Türk meslektaşlarımız ve Türk aydınları
için, bu sempozyumun bir mihenk taşı olacağına inanıyoruz.
TFSV, daha kapsamlı sempozyum ve konferanslar düzenlemeye devam edecek.
Halen
üzerinde çalışmakta olduğunuz araştırma konuları
nelerdir?
Şu anda yürüttüğüm
projeler, ilaçların karaciğer toksisitesi üzerine. Bununla
ilgili olarak EMA tarafından yapılması istenen ve 7 Avrupa ülkesindeki
karaciğer nakil merkezlerinin dahil edildiği projeyi tamamladım.
Hem bu projenin ileriki etaplarını, hem de diğer projelerimi
yine bilimsel koordinatör olarak yürütmeye devam ediyorum.
Bu
çalışmaları hangi kurumda yapmaktasınız,
ekibinizden bahsedebilir misiniz?
Bu çalışmaları,
Bordeaux Üniversitesi Farmakoloji Anabilim Dalı, Farmakoepidemiyoloji
Biriminde yürütüyorum. Farmakoepidemiyoloji Birimimizde 40tan fazla
kişi çalışıyor. Farmakoepidemiyolojik çalışmaların
gerçekleştirilmesi için profesyonel bütün gereksinimler ve alt yapı
bulunmakta. Ekibimizin çoğunluğu en az Bilim Master 2 ya da
PhD diplomasına sahip. Araştırma projelerinin yanı
sıra, düzenli eğitim-öğretim aktivitelerine katılıyor;
örneğin Farmakoepidemiyoloji-Farmakovijilans Master 2 programı,
DIU-PEP.
Birimimizin 10 yıldan
uzun süredir deneyimi var. Bugüne kadar da 50den fazla
farmakoepidemiyolojik çalışma gerçekleştirildi ya da halen
sürüyor. Hem Fransada ulusal, hem de Avrupa düzeyindeki uluslararası
projeleri, en iyi düzey, yönetim ve kalitede gerçekleştiriyoruz.
Bize
araştırma ekibinizin bir rutin gününü anlatabilir misiniz?
Rutin bir günümüz
yok aslında. Projelerin zamanında ve en yüksek kalitede
ilerlemesi ve tamamlanması için, herkes kendi sorumluluğundaki görevlerini
yerine getiriyor. Her projenin ekibi, en yüksek bilimsel sorumludan en alt
elemana kadar kesintisiz, hiyerarşik ve düzenli bir iletişim içinde.
Ayrıca düzenli olarak toplantılar da gerçekleştiriyoruz.